Gazetecilik dersi!..

Haddim değil tabii ki, kimseye gazetecilik dersi vermek…
Paylaş:
Gazetecilik dersi!..

Haddim değil tabii ki, kimseye gazetecilik dersi vermek…

Ben zaten kendi kendime vereceğim bu dersi…

O yüzden kimse üstüne alınmasın.

***

Bak Onuralp Özalp… Biliyorum yıllardır bu işin içindesin. Okulunu okumuşsun, yıllarca çalışmışsın.

Her ne kadar, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından sana turkuaz basın kartı verilmiş olsa da sen de çok iyi bilirsin ki, bazı gazeteler, basın ilan reklam payından sırf daha fazla pay alabilmek için çaycıya bile bu kartı aldırdı.

Bu yüzden sen, gazeteci olduğunu kanıtlamalısın.   

Haydi başlayalım derse!

***

Bak Onuralp Özalp, bu satırları iyi oku…

Ders 1: Haber yazmak.

Haber; tarafsız, objektif ve yorumsuz olmalı.

Haber dediğimiz şey olay ve olguları halka yansıtmaktır. Bu haber, haberi yapanın yorumuyla şekillenemez.

Tarafsız olmalı elbette!

Yani birilerinin üflediği her bilgiyi doğruymuş gibi ‘haber’ yapıyorum diye direkt olarak yansıtamazsın. Vebali ağırdır!..

Onun doğruluğunu ispatlamadan haber yapman, halkı yönlendirmek olur ve bu da büyük bir suçtur…

Haber yapmak ikiye ayrılır.

Birincisi, araştırmacı haberciliktir. (Tavsiye ederim. En güzel habercilik budur!)

İkincisi ise, demeç haberciliğidir.  

Araştırmacı habercilikte, bilgilerin tümü belgeye dayanmak zorundadır. Eğer belgen eksikse bu haber olmaz.

Demeç haberciliğinde ise, konu hakkındaki muhatapların tamamında konuya ilişkin demeç almalısın. Yok, eğer sadece bir kişinin söylediklerini yazıyorsan bu da haber olmaz. Çünkü, tarafsızlık ilkesini çiğnemiş olursun.

 

***

Ders 2: Köşe yazarı olmak

Köşe yazarının edebiyat literatüründeki adı fıkra yazarı olmaktır.

Tanımı ise aynen şöyledir: Bir yazarın ve köşe yazarı'nın herhangi bir konu veya günlük olaylar hakkındaki görüşlerini, düşüncelerini ayrıntılara inmeden anlattığı gazete ve dergilerde yayımlanan kısa fikir yazılarının genel adıdır. Fıkralar, gazete ve dergilerin belli sütun veya köşelerinde yayımlanır. (Yani facebookta, instagramda, twitterda yayınlanmaz)

Köşe yazısı yazarken, tarafsız olmak zorunda değilsin. Kendi düşüncelerin çerçevesinde bir taraf tutmanda hiçbir sakınca yok.

Ama yine de bunun da kuralları vardır.

Mesela; hakaret etmeyeceksin.

Köşe yazarısın diye, kendi görüşlerini yazacaksın diye, kimseye hakaret etmeye hakkın yok.

Mesela; iddialar üzerine düşüncelerini belirtirken iddianın kaynağını da açıklayacaksın. (Yoksa, önüne gelen, bu iddia ediliyor, şu söyleniyor der geçer…)

Örneğin; “…. Başkan’ın …. Parti’sine geçtiği iddia edildi” diye bir cümle kuramazsın. Hayır bu zaten iddia değildir. Ya geçmiştir yada geçmemiştir. Ama cümleyi şöyle kurgulayabilirsin; “….. başkanın, … partiye geçeceği, …… tarafından/ …. Taraflarından iddia ediliyor” Bak bu olur işe. Bunu sakın unutma.

Köşe yazarı olarak yazılarını yazarken, kişisel çıkarlarını bir kenara koyacaksın mesela. Hiçbir olayı veya kişiyi şahsi nedenlerle karşına veya yanına almayacaksın. Ayıp!

Köşe yazında fikirlerini belirtip, yorumunu yaptıktan sonra mutlaka ama mutlaka önermeni de o yazı içine katmalısın. “Şöyle şöyle olsa, daha iyi olur. Konu hakkında görüştüğüm uzmanlardan şöyle fikirler de aldım, uygulamanızı tavsiye ederim” gibi bir cümle olmazsa o köşe yazası olmaz. Sadece yazı olur. Ki; onu da herkes yazar zaten.  

***

Eeee Onuralp Özalp!..

Şimdilik bu kadar yeter, daha sonra sana röportaj nasıl yapılır, makale nasıl yazılır belki onları da anlatırım.  

Belki ileride bir gün bu bilgiler sana tekrar lazım olur.

O yüzden, bir kenara not et de kalsın.

***

Son not: Yazının başında da belirttiğim gibi, kimse üstüne alınmasın. Ben kendi kendime veriyorum bu dersi.

 

Son not 2: Bunun notunu bile yazmak aslında saçma ama olsun. Ben işimi yine de garantiye alayım.

Benzer Haberler:

Yorum

    Bu habere henüz hiç yorum yapılmamış.

    YORUM YAZIN

Gazetecilik dersi!..