Barınmak için zengin mi olmalıyız?

Bir tarafta Uludağ, diğer tarafta Marmara Denizi ve ortasına sıkıştırılmış Türkiye’nin verimli tarım toprağı olan Bursa Ovası!..
Paylaş:
Barınmak için zengin mi olmalıyız?

Bir tarafta Uludağ, diğer tarafta Marmara Denizi ve ortasına sıkıştırılmış Türkiye’nin verimli tarım toprağı olan Bursa Ovası!..

Ormanlar, zeytin arazileri, tarım arazileri, OSB bölgeleri, turizm bölgeleri, tarihi bölgeler…

Her şeyi düşündüğümüzde, Bursa’da konut yapacak alan kalmadığını görebiliyoruz.

Konut olmamasına rağmen Bursa’ya göç kabul etmeye de devam ediyoruz.

Göç aldıkça da beton tabutlar oluşturuluyor.

Ne yazık ki, seçime yaklaştıkça Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin önerisiyle yeniden İmar Affı (Şehir katliamının resmi yolu) tekrar gündemde.

Kaçak yapıcılara gün doğuyor her gün…

***

Müteahhitlere göre arazi fiyatları çok fazla. Fazla olmasının yanında yapılaşma yapılabilecek alanın kalmamasından şikayetçiler. Tabii ki bu durum da, Kentsel Dönüşüm adı altında Rantsal Dönüşüme yönelmeye başlamalarına olanak sağlıyor.

Bu da şehrin üstünü olduğu yerde büyütürken, şehrin altını yerinde saymaya itiyor.

Ada bazlı yapılamayan kentsel dönüşüm, parsel bazlı bina yenilenmesine döndürüldüğü için bir kısır döngüye giriliyor haliyle.

Kısır döngüyü çözmenin imkanı bile olmuyor.

Sonra sırasıyla altyapı düğümü oluşuyor… Her sorun buna bir ilmek daha atmasını sağlıyor.

10 yıl öncesinin inşaat sektörü ile bugünün inşaat sektörü arasında dağlar kadar fark var.

Fakat bunun böyle olacağı zaten 10 yıl öncesinden de belliydi. Bir anda şehri büyütürseniz sorunları art arda sıralarsınız demiştik… (Ama o zamanlar henüz bir köşe yazarı olmadığım için hatta henüz bir basın mensubu bile olmadığım için çok da dikkate alınmıyordum. Fakat yine de benimle aynı fikre sahip birçok kişi vardı.)

***

Şimdi gelelim bugüne.

Yapı stoğu artık yok!..

Yani insanların en temel ihtiyaçlarından biri olan barınmanın bir problem olarak karşımıza çıktığının farkındayız.

Bunu en güzel nasıl anlatabiliriz?

Kiracılar lütfen ödedikleri kiraları düşünsün.

Ev sahipleri de aldıkları kira ücretini.

Ve biraz empati yapın…

Bir eviniz var, kiraya vermişsiniz ve aldığınız para sizin mutfak masrafınızı bile karşılamıyor. Diyorsunuz ki, “Evim var ama sanki bedavaya başkası oturuyor.”

Kiracıysanız eğer, “Geçen yıl 2 bin lira kira ödüyordum, bu yıl ev sahibi 4 bin lira kira istiyor. Yüzde yüz artış sağlaması yasak… Bu ev sahipleri hep kan emici…”

Hadi itiraf edin, bu cümlelerin benzerlerini kurmuyor musunuz?

Siz de haklısınız, maaşınız belki asgari ücret, belki de asgari ücretin komşusu. Haliyle geçinemiyorsunuz…

Mecburen anlaşma yoluna gitmek zorundasınız. Yüzde 50 zamma mecbur kalıyorsunuz. ‘Hadi 3 bin lira olsun’ diyebiliyorsunuz.

****

Bursatanik.com haber sitesi muhabiri Zehra Değirmenci, Bursa’daki kira fiyatlarını ilçe ilçe derleyerek yazmış.

En fazla kira artış oranı Kestel’de… Tam yüzde 178,94. Ortalama kira fiyatları ise 4 bin 736 TL’ye yükseldi.

İkinci sırada ise Gürsu var. Gürsu’da son bir yılda kiralar yüzde 167,25 oranında arttı. İlçede ortalama kira fiyatları 3 bin 409 TL’yi gördü.

Üçüncü sırada Yıldırım bulunuyor. Yıldırım’da ortalama kira fiyatı 3 bin 678 TL olurken, kira artış oranı ise yüzde 158,18.

Kira fiyatlarının en az yükseldiği ilçeler ise İznik, Nilüfer, Mudanya, Yenişehir, Mustafakemalpaşa.

Yüzde 93’lük kira artışının yaşandığı İznik’te ortalama fiyat 2 bin 857 TL. Bursa’nın en yaşanılabilir ilçesi olarak görülen Nilüfer’de kiralar tam iki katına çıkarak yüzde 100 oranında arttı, ortalama kira fiyatı ise 4 bin 903 TL. Bursa’nın merkez ilçesi olan Osmangazi kiralar yüzde 116,19’a oranında artarken, ortalama kira 3 bin 829 TL oldu.

Peki en yüksek kiralar nerede?

Tabii ki Nilüfer ve Mudanya’da.

Ortalama kira fiyatları Nilüfer’de 4 bin 903 TL, Mudanya’da 4 bin 804 TL…

Daha fazlası için Zehra Değirmenci’nin haberini okumanızı tavsiye ederim.

***

Şehrin merkezinden bahsedecek olursak…

Şehrin batısında kiraların aşırı derecede yükselmesi, her geçen gün durumu kötüye giden vatandaşı şehrin doğusuna itmeye başladı. Arz-Talep dengesi nedeniyle en fazla kira artış oranları da şehrin doğusunda yaşandı haliyle…

***

Merkez olmayan İnegöl, İznik, Yenişehir, Orhangazi, Karacabey, Gemlik, Mustafakemalpaşa gibi ilçelerde çok fazla sirkülasyon olmuyor. Fakat, mahalleler maalesef değişmek zorunda kalıyor. Çünkü orada da mahalle statüleri ve enflasyonu var…

***

Son Not!

Artan talebi daha fazla üretimle karşılamak bazen mümkün olmuyor. Böyle durumlarda ise talebin artmamasını sağlamamız gerekiyor. 

Benzer Haberler:

Yorum

    Bu habere henüz hiç yorum yapılmamış.

    YORUM YAZIN

Barınmak için zengin mi olmalıyız?